HAYYAM RUBAİLERİ - 61 - 80 | |||
61. Ben kadehten çekmem artık elimi; Tutmam senin senin kitabını, minberini. Sen kuru bir sofrasın, ben yaş bir sapık: Cehennemde sen mi iyi yanarsın, ben mi? |
62. Eşi dostu verdik birer birer toprağa; Kiminden bir taş bile kalmadı ortada. Sen, yorgun katır, hala bu kalleş çöldesin: Sırtında bunca yük, yürü bakalım hala. |
||
63. Gözüm, kör değilsen, bunca mezarı gör; Dünyayı saran yalan dolanları gör; Krallar, padişahlar çürüyüp gitmiş: Ela gözlerine kurt dolanları gör! |
64. Felek doğruyu eğriyi tartaydı, Her işine güzel demek kolaydı. Böyle özü doğruluk olaydı? |
||
65. Duman değil mi dünya mutfağında payın? Öyleyse ha olmuşsun ha olmamışsın. Senin zorunsa sermayeden yememek: Bekle, bekle de başkası yesin yarın. |
66. Bayram geldi; işimiz iştir bu aralık; Horoz kanı gibi şarap bollaşır artık. Gel gelelim eşekler de boş gezer şimdi: Oruç gemi ağızlarından çıkar, yazık! |
||
67. Hep arar dururdum, dünyaya geleli, Alın yazısı, cenneti, cehennemi. Hocam kesti attı, sağlam bilgisiyle: Alın yazısı, cennet cehennem sende, dedi. |
68. Yarım somunun var mı? Bir ufak da evin? Kimselerin kulu kölesi değil misin? Kimsenin sırtından geçindiğin de yok ya? Keyfine bak: en hoş dünyası olan sensin. |
||
69. Bahar geldi; başka şey istemem kafamda; Hele akla hiç yer vermem bahar soframda; Şarap, seninleyim bu mevsim, koru beni: Söğüt ağacı, sen de ser gölgeni altıma. |
70. Tanrı, cennette şarap içeceksin, der; Aynı tanrı nasıl şarabı haram eder? Hamza bir Arab' ın devesini öldürmüş: Şarabı yalnız ona haram etmiş peygamber. |
||
71. Nerde yüreği tertemiz uyanık insan? Nerde güzel düşünceler ardında koşan? Herkes kendi kafasının kulu kölesi: Hangi Tanrının kulu, nerde o kahraman? |
72. Kim için bu yerler gökler? Bizim için. Biz görüş cevheriyiz akıl gözünün Evren bir yüzük gibiyse çepeçevre İnsan, taşında bir nakış o yüzüğün. |
||
73. Yüce varlık bize bir beden verince Sevmesini öğretti her şeyden önce Sonra şu delik deşik yüreğimize Mana incileri sakladı binlerce. |
74. Niceleri geldi, neler istediler; Sonunda dünyayı bırakıp gittiler; Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi? O gidenler de hep senin gibiydiler. |
||
75. Vakit geldi, dünya yeşiller giyecek; Ağaçlara Musa'nın eli değecek, Kuru tohumlara İsa'nın nefesi; Gözler açıp buluta çevrilecek. |
76. Gerçek eren içinde kir tutmayandır; Varlığını korkusuzca hiçe sayandır; Bu topraklar üstünde en temiz kişi Sağlığında toprak kesilmiş olandır. |
||
77. Ey can, sana aklı niçin vermiş veren? Kendini bil, yolunu bul yitip gitmeden. Baykuş gibi ne gezersin viranelikte, Yerin akdoğan gibi sultanın emrindeyken? |
78. Onlar ki kurtulamaz ikiyüzlülükten Canı ayırmaya kalkarlar bedenden; Horoz gibi tepemde testere olsa Aklımın kafasını keser atarım ben. |
||
79. Bir yanarım Tanrı özlemiyle Musa gibi; Bir ölürüm murada ermeden Yahya gibi; Yarı gökte kalırım hep bir iğne yüzünden Hep bir başka derdin terzisiyim İsa gibi. |
80. Dert çekme boşuna, hep gül de yaşa; Zulüm yolunda hakkı bul da yaşa; sonu yokluk madem bu dünyamızın Yok bil kendini, özgür ol da yaşa. |