Kavanozdaki Taşlar ...
Zamanın iyi ve üretken olarak kullanımı
konusunda zaman zaman
kurslar düzenleniyor. İşte bu kurslardan birinde zaman kullanma
uzmanı öğretmen, çoğu hızlı mesleklerde çalışan öğrencilerine,
"Hadi, küçük bir sınav yapalım" demiş. Masanın üzerine kocaman
bir kavanoz koymuş. Sonra bir torbadan irice kaya parçaları
çıkarmış dikkatle üst üste koyarak kavanozun içine yerleştirmiş.
Kavanozda taş parçaları için yer kalmayınca sormuş: "Kavanoz
doldu mu?" Sınıftaki herkes, "Evet, doldu" yanıtını vermiş. "Demek
doldu ha" demiş hoca. Hemen eğilip bir kova küçük çakıl taşı
çıkartmış, kavanozun tepesine dökmüş, kavanozu eline alıp
sallamış, küçük parçalar büyük taşların sağına soluna yerleşmişler
Yeniden sormuş öğrencilerine: "Kavanoz doldu mu?" işin sanıldığı
kadar basit olmadığını sezmiş olan öğrenciler, "Hayır, tam da dolmuş
sayılmaz" demişler. "Aferin" demiş Zaman Kullanım Hocası...
Masanın altından bu kez de bir kova dolusu kum çıkartmış. Kumu kaya
parçaları ve küçük taşların arasındaki bölgeler tümüyle doluncaya kadar
dökmüş. Ve sormuş yeniden: "Kavanoz doldu m" Hayır dolmadı!" diye
bağırmış öğrenciler. Yine "Aferin" demiş hoca. Bir sürahi su çıkarıp
kavanozun içine dökmeye başlamış. Sormuş: "Bu gördüklerinizden
nasıl bir ders çıkarttınız?" Atılgan bir öğrenci hemen fırlamış: "Şu dersi
çıkarttık. Günlük is programınız ne kadar dolu olursa olsun, her zaman
yeni işler için zaman bulabilirsiniz." "Hayır" demiş Hocaları ve
cevaplamış "Çıkartılması gereken asıl ders şu:
Eğer büyük taş parçalarını
baştan kavanoza koymazsanız
daha sonra asla koyamazsınız." Ve tabii, herkesin kendi kendisine
sorması gereken soruyu sormuş: "Hayatınızdaki büyük taş parçaları
hangileri ?
Onları ilk iş olarak kavanoza koyuyor musunuz ? Yoksa kavanozu
kumlarla ve suyla doldurup büyük parçaları
dışarıda mı bırakıyorsunuz?"